Değerli dostlar, DURUM MUHAKEMESİ başlığı ile yazmaya çalıştığım, Çerkes halkı ile ilgili, hak ve çıkarlar konusunda bildiklerimi ve mücadele gereğine dair görüşlerimi yazmaya devam etmeye çalışıyorum. Bu konunun ağırlığı nedeniyle olmalı, toplumumuz içinde pek alıcısının olmadığını da biliyorum.
Ancak, Yer yüzünde yaşanmış, insani ve vicdani değerleri çok zorlayan, çok büyük ve haklılığı net ortada bir davanın tarafı olupta, sessiz ve duyarsız kalmanın, insan onuruna ve gururuna yakışmayacağı inancını taşıyorum. Bu nedenle, haklı olduğumuz davaya inanmak ve sonuna kadar mücadele etmek gerektiğine inanıyorum.
Haklı bir davaya inanmanın gereği, belli platformlarda konuşmak, yazmak çizmekten ibaret değildir. Toplumun potansiyel gücünü harekete geçirmek üzere, örgütlü yapılar üzerinden planlı ve kararlı mücadelenin sürdürülmesi gerekir. Dava toplumsal bir mesele olduğuna göre, başarmak için, örgütlü ve güçlü olmak şarttır. Tabi biraz da fedakarlık gerekir. Çerkes Toplumu içerisinde bu gerekliliklerin farkında olup, fedakarlıktan kaçmayacak yeterli sayıda insanlarımızın var olduğunu düşünüyorum. Yeter ki kurumsal yapılarımız ve aktivistlerimiz diyalog, uzlaşı ve iş birliği anlayışı ile temel amaç ve hedeflere odaklanıp toplumun güvenine talip olsunlar.
Ancak, var olan potansiyel gücümüzü harekete geçirebilecek, diyalog, uzlaşı ve işbirliğine ulaşmakta sıkıntılarımızın olduğu bir gerçek. Elbette kişilerin, her konuda, her zaman aynı düşünmelerini ve aynı davranmalarını bekleyemeyiz. Zira Çerkes halkının gerek ana vatanda gerekse diasporada, farklı coğrafyalarda, farklı devletlerin bayrağı altında, farklı kültür ve ideolojik ortamlarada son derece dağınık yaşadıklarını düşünürsek bu konuya dair sorunlarımızı anlamak zor değildir.
Lakin, toplumsal davaya dair ortak bir amaç ve hedefin varlığını esas aldığımızda, diğer farklı bireysel fikir ve davranışların ayrı tutulması, ortak davanın önüne geçmemesi, birlik ve beraberliğin önünde engel teşkil etmemesi gerekiyor. Engellerin en önde geleni diyalog eksikliği olduğunu iddia edebilirim. Daha fazla yüz yüze konuşmak, karşılıklı fikir paylaşımları ve gerekirse tartışma ortamları yaratmak ve gerçeği aramak lazım. Bu konuda, kurumsal yapılara, derneklere görev düşmektedir.
Aynı zamanda, ortak akıl ve ortak iradenin oluşmasının önünde büyük engel gibi gözüken ve Toplum içerisinde, farklı yorumlar ve ön yargılara sahne olup, ayrışma ve kutuplaşmaları tetikleyen konu ve kavramların varlığı bir gerçek.
Bu konu ve kavramlar üzerinde çalışılmasında fayda olduğunu düşünüyorum. Kanaat önderleri ve gerkirse akademisyenlerin katılımları ile, çalıştay ve konferans ortamlarında, teker teker ele alınıp değerledirilerek yorumlanmaları ve toplumun genel kabulüne hazır haliyle açıklanmaları çok işe yarayabilir.
Başarı ve güce ulaşmanın önündeki en büyük engel, dağınıklık ve uyuşmazlııklar olduğuna göre, uyuşmazlıkların da zeminini oluşturan belli konular ve kavramlar olduğuna göre, ilk bakışta akla gelen aşağıdaki konu başlıkları ve kavramlar üzerinde çalışmakta fayda vardır. Ben önümüzdeki süreçte, bu başlıklar altındaki konu ve kavramları, daha kapsamlı çalışmaların önünü açmak adına, kendimce yorumlamaya çalışacağım. Bu liste çoğaltılabilir, azaltılabilir veya değiştirilebilir.
Çerkes toplumunun önünde, tartışma ve ayrışmaların sebebi konular:
- 21 MAYIS SOYKIRIM VE SÜRGÜNÜ ANMA PROGRAMLARI.
- ANA VATAN’A DÖNÜŞ KONUSU.
- FARKLI İNANÇ VE İDEOLOJİLER.
- ANA DİL KONUSU:
- ÖRGÜTSEL YAPIMIZ.
- XABZE VE YAŞAM TARZI.
- YANLIŞ VE EKSİK BİLGİLER.
- T.C. DEVLETİ İLE İLİŞKİLER.
- RF. DEVLETİ İLE İLİŞKİLER.
- ULUSLAR ARASI KURUMLAR İLE İLİŞKİLER.
Toplum içerisinde Sürekli tartışma konusu olup, ayrışmalara neden olan. Kavramlar.
- KAFKASYA,
- ÇERKESYA,
- ÇERKES,
- ANAVATAN,
- DİASPORA,
- SOYKIRIM,
- SÜRGÜN,
- ASİMİLASYON,
- ENTEGRASYON.
- SİYASET
Halit Yaşar Nogay
Bursa, 20 Aralık 2023